Güneşe taş attım dün. Çok kızmış, geliyormuş :)

Oh my good! diyorum bugün kendime.
Gece yattığımda depresif biriydim, sabah uyandım Polyanna olmuşum.
Çok önceleri saatim çalmadan uyanan ben, fark ettim ki artık iki telefonun birden alarmını kuruyor ve hiçbir zaman kurduğum saatte kalkamıyorum.
Büyüdükçe insan, alışkanlıkları da değişiyor sanırım. Yada ben her geçen gün daha tembel oluyorum. Sanırım şuan, ki eğer beni tanıyorsanız ikinci seçeneğin daha gerçekçi olduğunu düşünüyorsunuzdur. Evet, bence de, tembelleşiyorum mm…
Zor bela uyandığım bu sabah, her sabah olduğu gibi “ne giysem” trajedisi yaşadım. Balkona çıktım, havayı kokladım. Gölgelerin gücü adına bahar mı geliyor harbiden ne?
Yazlıklarım arasından uzun eteğimi çıkarttım. Anneme dönüp; “anne sence bu buruşuk mu” dedim. Annem; “yok canım değil” dedi kaçamak bir ses tonuyla. Tekrar; “ya anne buruşuk bu ya, giyilmez ki şimdi böyle dimi” dedim. “Biraz buruşuk sanki” diyerek aslında hayatının hatasını yaptığının farkındaydı. “O zaman ütülesene, lütfen, lütfen, lütfen” nidalarıyla ve geri çevrilemeyecek bir ses tonuyla yalvardım. “Ben biliyordum böyle diyeceğini” diyerek ütüledi. Annem, iyi ki varsın :)
İçime bahar kaçtı sanki. Gözlüklerim gözümde, altımda eteğim dans edesim var sokaklarda.
Buzlu naneli limonata istiyor canım mesela. Dün sorsan sıcak bir kahve isterdim.
Bir de garip bir şey fark ettim bugün. Her sabah işe gelirken ipodu takıyorum kulağıma ve 1 saatlik yolculuğum boyunca müzik dinliyorum. İpod da yaklaşık 500 şarkı var ve hep shuffle modunda çalıyor. Fakat nedense şirkete yaklaştığım anlarda hep aynı şarkıya denk geliyorum. Kenan Doğulu – Salak. Tesadüf müdür yoksa bu bana işaret midir çözemedim. Hayır yani yakında bunu hakaret olarak kabul edeceğim Tanrım. Birde dilime dolandı. Bırr bırr içimdem söylüyorum. Saaalaakk saaalaaaakk, sen karışma bu konu biraz deriinnn…
Neyse, çok uzatmadan bağlayalım artık konuyu mutlu bir sonla.
İçinize baharın kaçmasını diliyorum bugün.

Hadiyin artık kırlar, parklar, bahçeler, çiçekler, böcekler bizi bekler.
Hatta; Dalları bastı kiraz, gel bana biraz birazz.

Rica ediyorum, soyunun artık :)