1.06.2010

Kıçımda uçuşan pireler adına!

Dünyanın en zor ve en çok yapılan eylemlerinden biridir erken uyanmak...
Aslında çoğu zaman uyanmak bile başlı başına bir sorun haline gelmiştir bende.
Ağzımın kenarından salyalarım yastığa akarken ve sere serpe çeşit çeşit pozisyonlarda uykunun dibine vururken, sabahın altısında kalkmak ne kadar mantıklıdır?
Tabi bana kalsa işe gidiyor olmak bile saçmalık. Kendimi programlanmış robotlar gibi hissediyorum. Her sabah aynı saatte kalkıyor, aynı süre gelen düzende işe geliyorum. Dişlerimi hep en son fırçalıyorum.
Gece ne kadar geç yada erken de yatsanız bu bir gerçek ki o yataktan kolay kolay kalkamıyorsunuz. Bu saçma alışkanlık daha çocukluğumuzda işlenmeye başlıyor bünyemize. Daha 6 yaşında bir çocukken “hadi bakalım anaokuluna” deniyor ve daha siz “haa? Hee? Nereye yaa..?” diyemeden kendinizi sabahın köründe kümese tıkılmış tavuklar gibi buluyorsunuz. Bir sabahçı, bir öğlenci sistemde, hep sabahçı olmuş bir birey olarak; bu kadar erken kalkmayı tüm hücrelerimle reddediyorum!
Esneyerek uyanmayı unuttum, üfleyip püfleyerek, çoğu zaman küfür ederek uyanmaktan. Üstümde incecik bir gecelikle gözlerimi açıp, camdan esen ılık rüzgarı yüzümde, üstümdeki pikenin altında dönerken pikeyi tenimde hissetmek istiyorum. Koşturarak kalkmak yerine, gözümü açtıktan sonra yatağın içinde hayaller kurmak istiyorum.
İsyanım var bu sisteme. Acil değişiklik talep ediyorum..!

Çok ciddiyim!

3 yorum:

Matruşka dedi ki...

SONSUZA KADAR UYUMAK İÇİN HAYDİ İNSANLIK EL ELE...:D

Adsız dedi ki...

Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz...
Mercan adalarda bir liman..
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her alemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli dalına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine;
Kansam bir an güzelliğine

Unknown dedi ki...

Bu yorumu yazan kim ise, teşekkürler.
harika bir şiir...

Yorum Gönder