23.09.2011

Mektup


Mektup.

Biz hep, yanlış yerlerde durduk seninle.
Yanlış yaptık, yanlış sevdik, yanlış konuştuk…
Biz şöyle yapmasaydık, böyle olacaktı hep.
Bunu söylemeseydik, beri ki olacaktı hediyemiz. Geç kaldık…
Zamanlamalarımız yanlıştı, tercihlerimiz gibi…
Farkında mısın; aynı yerden kanadı hep yaralarımız. Aynı acılarla sarıldık birbirimize.
Bizi, birbirimizden başka gören olmadı. Duyan hele, o hiç olmadı…
Dostum, duyuyorum çırpınışlarını ve içim acıyor, en az senin hissettiğin kadar…
Bir kuşun kanadında bizim kurduğumuz hayaller ve hep ne acıdır ki, hayal olarak kalacak olası muhtemel di’li geçmiş zaman gerçekleri…
İhtimallerin yanılma zevkini bile tadamadan, erken bitmişlikler beyaz sayfalarımızda.
Küçük bir çocuğuz biz şimdi, yeşil bahçelerde oynayan.
Ne erken, ne dramatik ki diğer bütün öyküler gibi anlamışlığımız var, felek dediğin iste bu!
Geri saymalar nöbetlerinde gördüğün düşler…
Bundan sonra geriye "bir daha dünya'ya gelirsem eğer,......"ile başlayan cümleler kurmak kalıyor bize dostum.
Olgunluk dedikleri düpedüz pes etmektir, pes ettik…

...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

HEP VARSAYIMLARLA YASAYIP, GUZEL OLABILECEK ANLARIN AYAGINA CELME TAKAN KUCUK KIZ COCUGU OLARAK GOSTERDILER BIZI.
YOKSA PEKALA MUTLULUĞA KOSUYORDU BUNYELERI...
BIZ KI AZA KANAAT ETMEYEN, EGOSU BÜYÜK, TATMİNSİZ, BENCİL...
TEŞEKKÜR EDERİM KUZUM.
MATRUŞKA

Adsız dedi ki...

bır zamanlar sokagın bırın bır cafede dogdu arkadaslık guzeldı espırılıydı tuhaftı sonra ne oldu da yok oldu o kız ne yaptım da benı gormek ıstemıyor engelledı benı her yerde

Unknown dedi ki...

şimdi biz bunu kime yazdığını anlayamadık ama :)

Adsız dedi ki...

Sizin bu Mektup'u yazdığınız gün, ben onu yaşıyordum. Ve biri daha yaşıyordu aynı çırpınışları,benden uzaklarda. Tüm hislerini hissediyor, tüm düşüncelerini düşünüyor, gözyaşlarını ağlıyor, çırpınışlarını içimde duyuyordum.Olanaksız arzuların girdabında bir dalıp bir çıkarken biz, yanımızdaki en yakın dala tutunduk, pes ettik. Ayrı ayrı bedenlerde bile ölemedik, aynı musalladaydı cenazemiz belki, göremedik.
Aylar sonra, kalabalıkların böldüğü kısacık anlarda aynı yerdeyiz. Ruhunu duyabiliyorum hala onun. Elim eline değerken dostça,vücudunun sarsıntısı beni de yıkıyor. Gözlerinden geçen anlamları bir ben okuyabiliyorum.O da benimkilerden geçenleri belki... İmkansızlıklar arenası bizimkisi. Kırık birer hayat, yapıştırıyoruz başka bedenlerden çaldığımız sözüm ona sevgiler, aşklarla. Oysa, oysa... Hiç...

Ş.

Unknown dedi ki...

Her yorumu üstümüze alınma hallerimiz var bizim :) Ş ile başlayan tüm isimleri süzgece alabilecek kadar...

Teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Alınmayın üstünüze, sizinle ancak kalabalık bir İstiklal gününde ancak ayrı ayrı yönlere yürümüşlüğümüz ihtimaldir. O da bir ihtimal, belki yıllar önce belki ben içimde hala yanan bu aşkı Boğazın sularına atmaya, ruhumu kurtarmaya geldiğim puslu bir ekim gününde, kimbilir...
Peki ben nerede yanlış yaptım? Ki buradayım şimdi, sıradan bir kadın kişi olarak işime gücüme bakmıyorum da burada yazı yazıyorum. İçimi iyileştirmek ve yazılarınızdan damlayan parçalarımı toplayıp kendimi tamamlamak için.
Ben güvenli ama aşksız bir hayatı, aşkla dolu ama bilinmezlerle dolu bir olasılık hayata tercih ettim. Yıllarca kapalı bir kalple sahnede rolümü oynadım, başkalarına hayat verdim üstelik. Sonra yıldızlı bir yaz gecesinde aşık oldum, üstelik benim oyunumda figüran bile olamayacak çok uzaklardaki birine. Ve o da bana... Kokusunu içime çekip dolduracak kadar yakınına gidemedim hiç. Hiç sarılmadım örneğin, ellerini bile bilmiyorum nasıldır aşkla dokunurken.
.............

Sonra pes ettik, olgunluk ve sıradanlığın gerektirdiğini... Yarım kaldık,ruhumuzun birer parçasını yitirdik. Eksik yaşamayı öğrendik.
.............

Yine de hala dinleyemediğim şarkılar var benim geceleri ya da ağlayarak dinlediğim şarkılar var.
Ruh ikizimi kaybettim ben, yaşamak nasıl zor böyle bilseniz...

Şimdi eski hayatıma alışmaya çalışıyorum. Sıradanım...

Ş.

Yorum Gönder